Neredeyse hepimiz sevdiğimiz insanları yüceltme ve eksiklerini göz ardı etme eğilimindeyiz. Neresinden bakarsanız bakın çok insani bir durumdur yüceltme.
Bununla birlikte normalin dışına çıkan durumlar da yok değildir. Sağlıklı yüceltmelerde o kişiden pek kusur beklenmez ama kusur işlenmiş olsa da; insandır bazen olur böyle şeyler diyerek geçiştirilebilir.
Sağlıksız idealleştirmelerde genelde sizde olmayan bir özellik sanki varmış gibi davranılır. Muhatabınız (aile, öğretmen, sevgili…) sizi olduğunuz gibi değil OLMANIZI İSTEDİĞi GİBİ görür. (mükemmel eş, harika öğrenci, üstün zekâlı evlat…)
Böyle bir ilişkide eninde sonunda sizin onun sandığı kişi olmadığınız ortaya çıkacaktır. Ve böyle anlarda BEN SENİ BÖYLE BİLMEZDİM tiradını uzun uzun dinleyerek olduğunuz gibi değil de onun istediği gibi olduğunuzda kabul edildiğinizi anlarsınız.
Sağlıksız idealleştirme şaşmaz bir şekilde yanında değersizleştirmeyi de taşır. Yani durum; ya benim istediğim gibi olursun ya da umrumda olmazsına indirgenir. Maalesef bu tip ilişkiler; eşler, sevgililer, anne baba ve çocuklar arasında çok sık yaşanmaktadır.
Ali ŞERİATİ, çocukken çıkamadığı bir ağaca çıkabilmek için annesinden yardım istediğinde şu cevabı alır: BAŞKASININ ÇIKARDIĞI YERDEN İNEMEZSİN, DÜŞERSİN.
Yanında kendiniz olduğunuz için sevilip, kabul edildiğiniz insanlar çevrenizden eksik olmasın.
Sağlıcakla kalın…
Hasan DURAN
Klinik Psikolog







