Anne, baba, çocuk arasında meydana gelen birçok sorun çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminde neyin normal, neyin anormal olduğunun biz yetişkinler tarafından çok iyi bilinmemesinden kaynaklanır. Maria Montessori bu durumu şu cümlelerle özetler; ”Çocuk ağır ağır, kendi ritmince harekete koyuldu mu, dayanamayız, burnumuzu sokarız hemen; çocuğun tarzı yerine kendi hareket tarzımızda dayatırız. Lakin böyle davranmakla, çocuğa…
Çıplak elle uzun süre çalışırsanız önce avuçlarınız su toplar ve şişer. Daha sonra patlar ve geriye kalan deri tam da avuçlarınızın acıyan yerleri ile dış dünya arasında sert bir bariyer oluşturur. Artık acı çekmezsiniz ama HİSSEDEMEZSİNİZDE. Savunma mekanizmaları da aynı avucumuzdaki nasırlar gibidir. Zamanında acıyan yerlerimizin üzerini sert bir kabukla örteriz evet artık acı…
Ah o Baban yok mu Baban Annen var ya Annen… Çocuğun kişilik gelişimi açısından anne baba birbirlerinin yerini dolduramayacak kadar ayrı öneme sahiptir. Anne ile kurulan sağlıklı ilişkiler çocuğun kendisiyle (güvende, sevilebilir, değerli) olan ilişkisini düzenlerken, baba ile kurulan sağlıklı ilişkiler ise çocuğun dış dünyadaki (özgüvenli, kendinden emin, dengeli) konforunun temelini atar. …
Hepimiz Günahkarız İçinde bulunduğumuz dönemde gerçek ya da yalan bir şey bizi güldürmüyorsa, mutlu etmiyorsa ya da sağda solda elalemin gözüne sokacak bir şeye sahip değilsek kendimizi eksik, kusurlu, günahkar gibi hissediyoruz, işlediğimiz günah ise mutlu olmamak. Aslında böyle yaptıkça gerçek günahkarlar oluyoruz, mutluluk dışındaki bütün duygularımızın kul hakkına girerek. Yerinde akan…
AFFETMEK size karşı yapılan hatanın düzeltilebilmesi için hak edilen cezanın ertelenmesidir. Affedebilmek için ilk önce yapılan hatanın kişi tarafından AMASIZ FAKATSIZ kabul edilmesi gerekir. Eğer birini affettiyseniz bu o kişiyi bundan sonra daha HASSAS davranmaya teşvik etmelidir. Affetmeleriniz, kuru bir özürle karşılık buluyor ve davranışta bir değişikliğe sebebiyet vermiyorsa bunun adı SUİSTİMALDİR.…
MUTLULUK, SEVGİDİR. NOKTA. Dr. George Vaillant Harvard Üniversitesi’nin 1938 yılında başlattığı ve halen devam eden, bu zamana kadar yapılmış en uzun araştırma İNSANLAR ve MUTLULUK hakkındadır. Bu araştırmayı 30 yıldan fazla bir süre yöneten Dr. Vaillant şu sonuca varır; YAŞAM DOYUMU üzerindeki en büyük olumlu etkiye sahip olan şey hayat boyu kurulan İLİŞKİLERİN…
İnsan içinde bulunduğu zor durumun nedenini kavrayamadığında, ANLAM VEREMEDİĞİNDE kaygılanmaya yatkın bir varlıktır. Başıma ne geldi? sorusu cevapsız kaldığında başa her ne geldiyse şiddeti artmaya başlar. Çünkü ANLAM acının sınırlarını daraltan bir işlev görürken ANLAMSIZLIK acıyı uçsuz bucaksızmış gibi algılamamıza neden olur. Bununla birlikte anlam arayışı bazen çığırından çıkar. Kişi anlam ihtiyacını karşılayan…
Psikoterapi sürecinde danışanlar bazen anne babalarını kötülediklerini, onlara haksızlık ettiklerini düşünmeye başlar. Bazen de çok yersiz bir şekilde psikoterapinin insanları ailesinden soğuttuğu, onlara düşman ettiği düşünülür. Tam da bu noktada; HANGİ ANNE BABA? sorusu önem kazanmaktadır. Psikoterapide hangi anne baba konuşulmaktadır. Çocuk, kendisinin, anne babasının ve dünyanın farkına anne babasıyla kurduğu ilişki vasıtasıyla…